Psikolojide Duygu ve Duygu Türleri Nedir?
Duygu; Bir olay, kişi ya da nesnenin insanın ic dunyasında ve bedeninde uyandırdığı izlenim ve tepkilerdir. Bu tepki ve izlenimleri dille ifade etmenin yuzlerce şekli vardır ancak bunların buyuk bir bolumu psikoloji bilimininkonusu içine girmez.
Psikoloji biliminde sadece gözlenebilen ve ölçülebilen duygular ele alınır. Örneğin merhamet gibi duygular doğrudan ya da dolaylı olarak gözlenemediği ve ölçülemediği için psikoloji bilimi bu duygular uzerinde calışamaz.
Psikoloji biliminin ele aldığı temel duygulardan bazıları haz, korku, kaygı, merak, ofke ve saldırganlıktır.
Haz
Mutluluk, coşku, rahatlama, tatmin, sevinc gibi birçok olumlu duyguyu da kapsayan haz; bir durtu veya güdüyle ilgili amaca ulaşıldığında ve doyum sağlandığında yaşanılan histir.
Korku
Gercek ya da olası bir tehlike karşısında hissedilen duygüdür. Olumsuz duyguların başında korku gelir.
Her gelişim döneminde farklı korkular yaşanır. Örneğin yuksek ses yeni doğan bebekte korkuya neden olur. Biraz buyuyunce Çocuk karanlıktan veya yalnız kalmaktan korkar. Sürec içinde sosyal güdülerin etkisiyle kişi arkadaşsızkalmaktan, bir meslek sahibi olamamaktan vb. korkabilir.
Kaygı
Bir huzursuzluk hissi, nedeni bilinmeyen bir endişedir. Kaygılı kişi ne olduğunu bilmediği bir tehlike, felaket veya talihsizliğin beklentisi içindedir.
Öfke ve Saldırganlık
Öfke duygusu engellenme, haksızlığa uğrama, başkaları tarafından zarara uğratılma veya uğratıldığını zannetme gibi durumlarda ortaya cıkar. Ofke aynı zamanda gözlem yoluyla öğrenilen bir duygüdür.
Saldırganlık genellikle ofke duygusunun kontrol edilememesi sonucunda ortaya cıkan bir davranıştır. Saldırganlık fiziksel ya da sozlu şekilde olabilir.
Duygular insanda ses tonu gibi doğrudan ya da kalp carpıntısı, kan şekerinin duşmesi gibi dolaylı yoldan gözlenebilen birtakım fizyolojik tepkilere neden olur. Duygulara eşlik eden bu fizyolojik tepkiler organizmada bir uyarılmışlık halini ortaya cıkarır. Uyarılmışlık hali, gelen uyarıcıları fark etme düzeyidir. Duyguların şiddeti uyarılmışlık düzeyini etkiler.
Herhangi bir tehdit ya da stres durumunda organizma savunmaya gecer ve şiddetli fizyolojik tepkiler verir. Duygulara eşlik eden bu şiddetli fizyolojik tepkiler bireyde yuksek düzey bir uyarılmışlık halini ortaya cıkarır.
Örneğin aşırı sınav kaygısı öğrencinin uyarılmışlık düzeyini yukseltir. Organizma boyle bir durumda fizyolojik tepkilerinşiddetini azaltarak dengesini korumaya calışır. Aşırı kaygı durumunda otonom sinir sisteminin parcası olansempatik sistem kalp atışının artmasına ve hızlı nefes almaya neden olurken parasempatik sistem bu tepkileriyavaşlatır. Boylece ic denge sağlanmış olur.
Sağlıklı bir organizmada sempatik sistem ile parasempatik sistem arasında dinamik bir denge vardır. Bu denge organizmanın tamamen uyanık olduğu ve enerjisini yapacağı işe verdiği genel bir uyarılmışlık halinde kalmasını sağlar. Bu denge durumunda belli bir düzeyde olan kaygı öğrenciyi ders calışmaya yonlendirir ve öğrenmeyi kolaylaştırır.
Kontrol edilemeyen duygular ise isteksizlik, verimsizlik, konsantrasyon kayıpları, odaklanamama, algı bozuklukları gibi sorunlar yaratarak kişinin güdülenmesini dolayısıyla da performansını olumsuz etkiler. Örneğin aşırı kaygı öğrenmeyi zorlaştırır.