Duygu ve Duygu Türleri Nelerdir?

Duygunun ne olduğu sorusuna basit bir cevap vermek güçtür çünkü duygu karmaşık bir süreçtir. Duygu altı bileşenden oluşur.

  1. Duygu bir genel uyarılmışlık hâlidir. Duygulanım sırasında fizyolojik ve bedensel tepkiler oluşur.
  2. Duygu bir his, bir deneyimdir.
  3. Duygu bilişsel bir değerlendirmedir.
  4. Bazı duygular belirli davranış kalıplarına yol açar.
  5. Duygular nelere yaklaşıp nelerden uzaklaşacağımızı belirleyen güdüleyici durumlardır.
  6. Duygular sözel olarak mimik (yüzdeki hareketler) ve jestlerle (bedensel tepkiler) de ifade edilir.

Duygular ve duygulara göre daha kısa süreli, yoğun, şiddetli olan heyecanlar, bulunulan ortamın algılanmasıyla ortaya çıkan, iç organları harekete geçirerek beden, davranışve bilinçte farklılıklar oluşturan süreçlerdir.

Duygu ve heyecanlar tıpkı güdüler gibi davranışların önemli nedenlerindendir. Güdülerde olduğu gibi duygu ve heyecanlarda da organizma aşırı uyarılır ve gerilim duyar. Güdülerden farkı uyarıcıların dış çevreden gelmesidir. Dürtü ve güdülerin karşılanıp karşılanmaması farklı duyguların ortaya çıkmasına neden olur.

Örneğin, acıktığımızda yemek, susadığımızda su görünce sevinmemiz ya da yaptığımız bir işin başkaları tarafından beğenilmediğinde üzülmemiz duyguların dürtülerle ilgili olduğunu gösterir.

Öfke ve saldırganlık duygularının temelinde açlık, uykusuzluk, dinlenme gibi güdülerin; korku ve kaygı gibi duyguların temelinde ise sevilme, bağlılık, güvenlik güdülerinin karşılanmamasının olduğu söylenebilir.

Duygular genel uyarılmışlık hâlinde olmayı gerektirir.

Genel uyarılmışlık hâli (farkında oluş)

Kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesine denir. Kasların gerilmesi ve beynin elektriksel faaliyetleri ile belirlenen bir durumdur. Örneğin derin uyku evresinde beynin elektriksel etkinliği yavaş, dikkatli uyanıklıkta beynin etkinlik derecesi hızlı ölçülmüştür.

Bu nedenle genel uyarılmışlık hâlinin en düşük olduğu durum derin uyku, en yüksek olduğu durum ise dikkatlilik ve tetikte olma hâlidir denebilir.

Duyguların temelinde genel uyarılmışlık hâli ve onun da temelinde sempatik sinir sistemi faaliyetleri vardır.

Sempatik sinir sistemi, organizmanın acil durumla başa çıkması için adrenalin salgılayarak organizmayı uyarır ve bedende birtakım değişiklikler meydana getirir. Bu değişiklikler canlının acil durumla savaşmasını veya kaçarak ondan kurtulmasını sağlar. Bu duruma savaş veya kaç tepkisi denir.

Örneğin, arkamızdan gelen birinin size zarar verebileceğini düşünerek uzaklaşmak isteğiyle solunum hızlanması, kan şekeri düzeyinin yükselmesi, kalp atış hızının artması, korku ile beraber ağzın kuruması, terleme, titreme ve hatta mide yanması sempatik sistemle ilgilidir.

Acil durum ortadan kalktığı zaman sempatik sistem yerini parasempatik sisteme bırakır ve beden normal duruma girer. Genel uyarılmışlık düzeyinin başarı ve beden sağlığı üzerinde etkisi araştırmalarla ortaya konmuştur.

Orta şiddetteki genel uyarılmışlık hâlinde başarı en yüksek seviyede iken; çok fazla veya çok düşük olduğunda ise başarının da azaldığı görülmektedir.

Örneğin, uyarılma düzeyinin düşük olduğu yatarak ders çalışma pozisyonu öğrenmeyi engelleyici bir durumdur. Yine olumsuz duyguların çok şiddetli ve uzun süreli yaşanması organ ve sistemlerde hasarlara ve hastalıklara yol açar. Bu gibi bozukluk ve hastalıklar psikosomatik hastalıklar olarak nitelenir.

Psikolojik kökenli bedensel hastalıklara psikosomatik hastalıklar denir. Örneğin uzun süreli stresin mide rahatsızlıklarına, kaygının yüksek tansiyona yol açması gibi.

Duygu Türleri

Duygular bir his ve deneyimdir. O yüzden psikolojide tüm duyguları ele almak imkânsızdır.

Örneğin merhamet, acımak, sevgi gibi duygular doğrudan gözlemlenemediği ve ölçülemediği için psikolojinin araştırma alanına girmez. Psikoloji biliminin ele aldığı duygular haz, kaygı, korku, öfke ve saldırganlıktır.

Haz

Hedefe ulaşıldığında doyum sağlandığında duyulan histir. Haz veren nesneler ve durumlar, yeteneklerin olgunlaşmasına ve öğrenilmiş davranışlara bağlı olarak devamlı değişir.

Korku

Olumsuz bir duygu olan korku, travmatik bir yaşantı, klasik koşullanma, genelleme, taklit ve birçok deneyimle oluşur. Korkular da haz gibi gelişim süreci içinde değişim gösterirler.

Yeni doğanda korkuya fiziksel desteğin kaybolması ve şiddetli sesler gibi dışsal uyaranlar yol açarken, yetişkinlikte korkunun kaynağı daha çok içsel sebepler olmaktadır.

Kaygı

Korkunun ister bir insan, ister bir olay olsun bir nesnesi vardır, ama kaygının yoktur. Bu nedenle kaygı akıl dışı bir durumdan kaynaklanabilir. Bireyde beliren korkuyla karışık iç sıkıntısıdır.

Bu anlamda kaygı henüz algılanmamış bir etkene yönelik bir tepkidir. Kaygılı insan ne olduğunu bilmediği, sonucunu kestiremeyeceği bir durum ya da olay karşısında huzursuzluk duymaktadır. Daha çok bilinçaltına itilen korkular nedeniyle oluşmaktadır.

Öfke

Engellenme, haksızlığa uğrama, tehdit, onaylanmamak, yoksun bırakılma gibi durumlarda hissedilen oldukça güçlü ve olumsuz bir duygu olan öfke de farklı yaşlarda ve farklı biçimlerde görülebilmektedir. Belirli yaşlarda bizi öfkelendiren bir davranış daha sonra öfkelendirmeyebilir. Öfke taklit ve genelleme yoluyla da edinilebilir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir