Çocuklarda Oyun ve Oyunun Önemi
Oyunun tanımı konusunda eski zamanlardan beri çeşitli görüşler öne sürülmüştür.
Tüm bu görüşlerin ortak yönü, büyük düşünür Montaigne’ nin belirttiği gibi, çocukların oyunu oyun değil, onların en ciddi uğraşıdır” şeklinde özetlenebilir.
Çağdaş Bir Yaklaşımla Oyun
Oyun; çocuğun kendi kendini ifade ettiği, yeteneklerini fark ettiği, yaratıcı potansiyelini kullanabildiği, dil, zihin, sosyal, duygusal ve motor becerilerini geliştirebileceği önemli bir fırsattır. Oyunlar önce bebeğin kendi bedensel duyumlarını araştırması ile başlamakta, daha sonra da yakın çevresiyle, daha büyük gruplar ve sosyal ortamlarda gelişerek devam etmektedir.
Bebek ve çocukların gelişim sırasında olgunlaşma ve sosyal boyutun erken gelişmesinde oyunun önemi belirgindir. Ayrıca içinde yaşanılan kültürün önemli etkilerinden olan araştırma duygusunun ve kurallara uymanın öğrenildiği ve geliştirildiği yer de oyunlardır.
Bebek, çocuk, ergen ya da yetişkin bir kişinin neden oyun oynadığı sorusunun birçok yanıtı vardır. Bunlardan birincisi; içten gelen enerjinin boşaltılması için oyun oynanmaktadır. İkincisi; türe özgü davranışların çok uzun bir süredir aktarılmasına ve sürdürülmesine yardım etmektedir. Bu görüşe örnek olarak kedi yavrusunun fare yakalamadan önce bir şeylerle oynaması ya da kız çocukların bebeklerle oynayarak annelik alıştırması yapmasını verebiliriz. Üçüncüsü ise gelecekteki becerilerin geliştirildiği bir an olarak görülebilir.
Piaget’e göre oyun bir uyumdur.
Oyunun bedensel değeri: Çocuğun kas sistemini geliştiren aktif oyun, aynı zamanda çocukta biriken enerjinin boşalmasını sağlar. Bu enerjinin harcanmaması çocuğun nörotik, içe dönük ve alıngan bir yapıya sahip olmasına neden olabilir.
Oyunun iyi edicilik niteliği: Çocuğu tanımada değerli bir araç olan oyun, onun günlük yaşamdan çevresinden aldığı uyaranların oluşturduğu gerilimden kurtulmasını sağlar.
Oyunun eğitimsel değeri: Çocuk çeşitli biçim ve boyutlardaki oyun malzemesiyle oynaya oynaya renk, boyut ve objelerin anlamlarını kavrar. Oyun, çocuğun içinde bulunduğu yaşamı kavramasını, gerçekle gerçek olmayanı ayırabilmesini öğretir.
Oyunun toplumsal ve ahlaki değeri: Arkadaşlarıyla oynamak, çocuğa iş birliğini ve toplu yaşam için gerekli kuralları öğretir. Oyun yoluyla sosyalleşen “ben” ve “başkası” kavramlarının bilincine varan çocuk, vermeyi ve almayı da oyun aracılığıyla öğrenir.
Çocuk sağlığına oyunun katkısı: Oyun çocuğun fiziksel, zihinsel, dil ve sosyal kapasitesinin gelişmesine fırsat vererek toplum içindeki sosyal rolünün, özdeşiminin ve kendini diğer bireylerden ayıran özelliklerin farkına varmasını sağlar. Çocuk oyun sırasında kendisiyle ve çevresiyle ilgili bilgileri ifade etme olanağı bulur.
Oyun; çocuğa kurallara uymayı, sorumluluk almayı, iş birliğini ve diğer insanlara saygılı olmayı öğretir. Ayrıca girişimci olma, tehlikeyi göze alma, karar verme ve problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olan önemli bir unsurdur. Bunların yanı sıra oyun çocuğun kendisine güvenini geliştirme, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada, kendi kendine yeterli olabilme gibi nitelikler kazandırır.