Psikolojide Gözlemin Ortaya Çıkardığı Problemler Nelerdir?
Claude Bernard’a göre deneysel ilimlerde muhakemenin temel yönü, deneyle araştırılması gereken hipotezleri ayırmak için, gözlemle bilinen olaylardan başlamaktan ibarettir.
O halde, bizzat bu deney tahrik edilmiş veya tedai edilmiş diğer hadiselere başvurmaktan başka bir şey değildir ve neticede onun da gözlenmesi gerekir. Böylece gözlem; psikolojik araştırmanın birbirini takip eden mcrhalelerinde işe karışacaktır.
Bilimsel gözlemin esas zorluğu ve özellikle psikolojik olanınki, gözlenmiş olan fenomenlerin seçimine bağlıdır. Biz fenomenleri kendi bütünlükleri içinde idrak edemeyiz, daima sağlam bir seçim yaparız, dikkatimizi özel bir görünüm üzerine yöneltiriz.
Bizatihi deneyin amacıyla sınırlanmış ve bir deneyin gözlenmesinde normal olan durum. tersine ilk psikolojik gözlemde anlamlı olayların dışarıda kalması tehlikesini doğurur. Ancak anlamak istediğimiz şeyi kavrayabiliriz, bu suretle hiçbir araştırmaya dayanmayan fikirlerimizi doğrulama yollarını ararız.
Gözlem, olayların şuursuz seçimi yüzünden bozulma tehlikesine uğrar, buna “gözlemcinin sapması” denir.
Bu sakıncayı önlemek için iki yol ileri sürülmüştür. Birincisi, süjeyi müteaddit ve mümkün olduğu kadar çeşitli durumlarda gözlemek veya bu gerçekleşmezse süjenin çeşitli şartlarındaki davranışı hakkında belirli bilgiler elde etmekten ibarettir.
Böylece, doktor muayenehanesinde, hastanın gözleminin daima aile fertlerinden edinilen kifayetli bilgi ve sosyal anketle tamamlanması zorunlu olacaktır. Süjenin uzun bir süre gözlenmesinin mümkün olmayacağı bazı durumlarda “örnek zaman seçimi” (I’echantilIonage de temps) tekniği kullanılır.
Bu, gözlem için ayrılan süreyi, mahdut fakat günün çeşitli vakitlerine eşit olarak taksim edilmiş zaman aralıklarına (mesela 5 dakika) bölmekten ibarettir. İkinci yol gözlemcinin sistematik bir şema temin etmesidir, bu şemada temsili bir örneklemeyi teşkil edecek tarzda bölünmüş, çeşitli unsurlar önceden meydana çıkarılmıştır.
Tıbbı gözlem, bu son prensip üzerine kurulmuştur ve model onda nörolojik gözlemle teşekkül etmiştir. İster normal psikolojiye ait olsun, ister patolojik psikolojiye ait olsun, psikolojik alanlarda aynı bu şekilde protocoles types’ler (tutanak tipleri) vardır.
Bazı durumlarda bir psikolojik belirtiler veya davranışlar listesi hazırlanır ve gözlemcinin, psikolojik belirti veya davranışın mevcut olup olmadığını not etmesi gerekir. Bu belgelere “değerlendirme cetvelleri” (rating scales) denir. Bunlar seçici dikkatin sapmasını ortadan kaldırırlar.
Buna karşılık, mümkün tezahürlerin ancak bir örneğine ait oldukları için katıdırlar ve ihtimali az olan fakat anlamı az olmayan bir tezahürü kaçırmaya yol açabilirler. Bu yüzden kararsız dikkat “attention £lottante” durumunda klinik gözlemle tamamlanmaları gerekir!.
İlk anda, gözlemin özel fertlerle sınırlandırılması genel olarak kaçınılmaz bir durumdur (Etudes de cas). Hekimlikte, klinik metodun temeli olan geleneksel bir yaklaşım bahis konusudur.
Psikolojinin bazı alanlarında mesela, bir şahsın psikolojik gelişiminin tarihinin incelenmesinde, belgelerin kullanılmasıyla desteklenmiş (süjenin eserleri, şahitler v.s.) durum tetkiki, seçim metodu (Psychobiographie )’nu meydana getirir.