Algıda Bütünlük Nedir?
Duyumların anlamlı kılınarak, bir biçime ya da kalıba sokulmasına denir. Bütün parçadan önce gelir. İnsanlar sadece duyumlamaz, uyarıcıları anlamlı bütünler hâline getirip nesneler olarak örgütlerler.
Kırmızı ve yuvarlak bir şekli elma olarak görmemiz, soğuk ve ıslak bir duyumu yağmur olarak algılamamız bir tek uyarana değil, uyaran gruplarına tepkide bulunmamız sayesindedir. Bir kişiye baktığımızda biz onu göz, kaş, burun, saç olarak değil, Mehmet ya da Elif olarak algılarız.
Algıda organizasyon iki şekilde gerçekleşir; Şekil-zemin algısı ve gruplama;
Şekil-Zemin Algısı
Bir uyaranda uyaranın bir parçasının şekil (figür), geri kalan kısmının ise zemin (fon) olarak algılanmasıdır. Her türlü algı için geçerlidir. Doğuştandır. Şekil ve zeminin yer değiştirmesi aynı uyarıcının farklı algılanmasına yol açabilir. Bütün algılamalarda bir şekil bir de zemin vardır.
Örneğin görsel alanda daha önde, daha belirgin görünen şekil; daha arkada, belirsiz gibi görünen ise zemindir. Yani odaklanılan nesneyi diğerlerinden daha önde ve net görme, diğer görünen nesneleri daha geride ve daha belirsiz görmedir.
Müzik eşliğinde okunan şiir örneğinde müzik fon, okunan şiir figürdür. Şu anda okuduğunuz bu satırlar ve yazılar sizin için şekil; arkadaki beyaz sayfa zemindir. Günlük yaşamda da dikkat edilen şeyler şekil, diğer her şey zemindir.
Gruplama
Algı duyusal verilerin bütün hâlinde gruplanması ile ortaya çıkar. Gruplamaya yol açan koşullar dört noktada toplanabilir.
Yakınlık
Nesneler zaman ve mekânda birbirine yakın oldukları zaman, ayrı olarak değil bir arada algılanırlar. Zaman içinde birbirine değişik yakınlıklarda bulunan vuruşların müzikte ritim duygusu olarak algılanması yakınlık ilkesi ile ilgilidir.
Benzerlik
Renk, büyüklük ve şekil olarak birbirine benzer nesneler genellikle bir örüntünün parçası olarak algılanırlar.
Devamlılık (Süreklilik)
Birbirini takip eden uyarıcılar tek tek değil bir bütün olarak algılanır. Yanıp sönen ampullerden oluşan bir yazı tek tek ampuller şeklinde değil anlamlı bir yazı şeklinde bütün olarak algılanması gibi.
Tamamlama
Bir nesnenin tümü görülmese de o nesnenin tümü görülüyormuş gibi algılanır. Yani zihin eski bilgi ve benzerliklere dayanarak uyarıcıdaki eksiklikleri anlamlı bütünlükler oluşturacak şekilde tamamlar.