Sosyal Etki Nedir? – Sosyal Etki Türleri Nelerdir?

Olgun insandan beklenen, kendi değerlendirmeleri uyarınca bağımsız hareket etmesidir ancak bir grup ya da kitle içinde bireyler, kendi başlarına yapmadıkları, yapamadıkları, hatta yapmayı düşünmedikleri tepkiler sergileyebilirler.

Bireyin diğer birey ya da gruplarla yaptığı etkileşim sonucu ortaya çıkan davranış farklılığına sosyal etki denir.

Duygu, düşünce ve davranışlarımızı sevilme, kabul görme, dışlanmama gibi arzularla değiştiriyor, başkalarına uyduruyorsak burada sosyal etki söz konusudur.

Örneğin, yüksek sesle konuşan birinin, sınav yapılan sessiz bir ortamda alçak sesle konuşması; seyrettiği filmi beğenmediği hâlde arkadaş grubunda herkes beğendiği için ses çıkarmayan bir genç; evde oynadığı oyuncaklarını toplamayan bir çocuğun kreşte aynı davranışı yapmamasında sosyal etkilenmeden bahsedilebilir.

İçinde bulunulan grubun beklentileri, büyüklüğü, grubun söz birliği yapması, gruptaki uzman kişilerin varlığı, grubun saygınlığı, güvenilirliği ve ilişkilerde yüz yüze bulunma durumu gibi faktörler bireylerin başka insanlardan etkilenerek farklı davranışta bulunmalarına neden olurlar.

Tutumlar Ve Önyargılar

Tutum ve önyargılar da sosyal etki sonucu oluşan birey davranımlarıdır. Bireyin herhangi bir duruma, olaya ya da nesneye karşı olumlu ya da olumsuz tepki gösterme eğilimine tutum denir.

Tutumlar öğrenme yoluyla edinilir. İlk tutumlar hayatın ilk dönemlerinde aile etkisi altında şekillenirken; ileriki yıllarda akran çevresi, eğitim öğretim süreci ve medya tarafından şekillenir.

Tutumlar, bilişsel, duygusal ve davranışsal öğelere sahiptir.

Bilişsel öğe; Bir tutumun nesnesi hakkında sahip olunan düşünce ve inançları,

Duygusal öğe; kişinin nesneye veya kişiye karşı olumlu ya da olumsuz duygularını,

Davranışsal öğe ise duygusal ve bilişsel öğeye bağlı olarak ortaya çıkan tepkileri ifade eder.

Tutumun Bileşenleri

Tutumun Bileşenleri

Bir tutumu bir inanç, bir gerçek veya bir olgudan ayıran en önemli özellik tutumun duygusal bir bileşene sahip olmasıdır. Örneğin, dünyanın çevresinin yaklaşık 40 bin km olması bir gerçektir ve biz buna inanabiliriz ancak bu gerçek bizde duygusal bir tepki oluşturmaz.

Tutumlar doğrudan gözlenemez ancak dışa vurulmuş davranışlar ya da sözlü ifadelerden çıkarılabilir. Örneğin, evli bir erkeğin ihtiyacı olduğu hâlde eşini çalıştırmaması, bu kişinin kadınların iş hayatına katılımı konusunda olumsuz bir tutuma sahip olduğunu düşündürür.

Tutumlar her zaman davranışa dönüşmeyebilir. Mesela sigaranın sağlığa zararlı olduğunu söyleyen biri sigara içiyor olabilir.

Tutumlar, ne kadar güçlü olursa olsun çevresel ve kişisel etkenlerin etkisiyle bazen değişebilir ancak tutumların yoğunluğu ne kadar güçlü ve kökleşmiş ise değiştirilmeleri de zordur. Yıllardır aynı marka ürünü kullanan birini yeni bir ürüne yöneltmenin zor olması gibi.

Tutumların çeşitli işlevleri vardır:

a) Değer yargılarımız ve kendilik algımız tutumlarımıza yansır. Örneğin, birey kendi içinde bulunduğu toplumun değerlerinin doğru olduğundan hareketle kendi yaptıklarının da doğruluğuna karar verir.

b) Birlikte olma ve sevgi güdüsü ile birey kendisini, aynı tutumu paylaşan sosyal grubun parçası hisseder, böylece bireyin grup içinde uyumu ve kabul edilmesi sağlanmış olur.

c) Tutumlar bilgilere bir düzen getirir, dünya hakkında bir fikir oluşturmamızı sağlar.

d) Bireylerin temel değerlerine yönelik her türlü baskıya ve saldırıya karşı tutumların, bireylerin kişiliğini, benliğini koruyan, iç huzursuzluğu önleyen sistematik bir yapısı vardır.

Önyargı

Herhangi bir konuda, yeterli ve gerekli bilgi edinmeden ya da inceleme yapmadan, yetersiz kanıtlara dayanarak varılan yargıdır. Bireylere, düşüncelere, belirli bir insan topluluğuna ya da nesnelere ilişkin olabilir. Ön yargı da bir tutumdur ama haklılığı kanıtlanmamıştır.

Irksal, dinsel, ekonomik grupları hedef alırlar. Ön yargılara hedef olan insanlar katı bir şekilde değerlendirilir. Seçici algılamaya yol açan ön yargılar, gerçeklerin göz ardı edilmesine ön yargılara uygun bilgilerin algılanmasına yol açar.

Kişilerle olumsuz yaşantılar sonucu ve model alarak öğrenme ile ortaya çıkan ön yargılar, değişmeye dirençlidir. Ön yargılı kişilerin çoğu kez, hedef aldıkları grupların önüne sosyal engeller koyması zamanla ayrımcılık denilen olumsuz ve haksız davranışlara dönüşür.

Ön yargıların değişmesini sağlayan etkenlerin başında, ön yargıya hedef olan kişi veya grup üyelerini yakından tanımak, önyargılı davranılan kişilerle aynı statüde olma, kişilik özelliklerinin uyuşması, olumlu temasta bulunma gelir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir