Psikolojide Davranış ve Sosyal Etkenler Nedir?
Davranış ve Sosyal Etkenler
Bir toplumun varlığını surdurmek için ortaklaşa var ettiği ve benimsediği, sonraki kuşaklara aktardığı maddi ve manevi değerlerin butunune kültür denir. Örf, adet, gelenekler, dil, muzik ve diğer estetik değerler vb. manevi kültüru oluşturur. Manevi kültürun dışındaki her turlu eşya, arac gerec, uretim aracları ve teknoloji gibi unsurlar ise maddi kültürdur.
Bireyin toplumsal kurallara ve kültüre uygun tutum ve davranışları öğrenmesi sosyalleşme yolu ile gercekleşir. Toplumsal kültürun kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan sosyalleşme ailede başlar, diğer sosyal gruplarda devam eder. Birey toplumsal yaşama aile, arkadaş, komşu, iş yeri, siyasi parti gibi farklı sosyal gruplar aracılığı ile katılır.
Her grubun kendine ait kuralları vardır. Birey bu kuralların etkisi ile girdiği her grupta farklı davranışlar sergiler. Örneğin aile icerisinde arkadaş grubunda davrandığı gibi davranmaz. Sosyal gruplar dışında toplumda ceşitli sosyal kategöriler vardır.
Sosyal kategöriler, ortak özellikleri paylaşan ancak fiziksel olarak aynı ortamda bulunmayan insanların oluşturdukları topluluklardır. İşciler, evliler, liseye giden öğrenciler, kadınlar, erkekler vb. Ait olunan sosyal kategöriler insanın davranışlarını etkiler. Farklı sosyal kategöriler farklı bilgi, inanc, değer ve tutumlara sahiptir.
Birey kendisini bir sosyal kategöri içinde hisseder ve bu kategöriyi benimserse davranışlarını da bu yonde değiştirir. Örneğin sanatcı kategörisindeki biri bu kategöriye uygun davranışlar sergiler. Farklı gruplarda farklı statu ve rollere sahip olan bireyin bu statu ve rollere uygun davranması beklenir. Bir kadının, erkeğin, annenin, babanın, oğretmenin, polisin nasıl davranacağı ile ilgili belli beklentiler vardır. Bu beklentilere uymayan davranışlar toplumda dikkat çeker.
Ait olunan kategörinin kendi uyelerinden beklentileri bazen bireyi belli şekilde davranmaya zorlayan bir baskı unsuru haline gelebilir. Örneğin cinsiyet kavramı kadın ya da erkek olmanın biyolojik yonunu ifade eder. Toplumsal cinsiyet ise kadın ya da erkek olmaya toplumun ve kültürun yuklediği anlamdır. Çocuk cinsel kimliğini kazanınca sosyalleşme sürecinde birçok toplumsal cinsiyet şemasıyla karşılaşır.
Beklentiler içinde bulunulan çevreye göre de değişir.
Toplumsal cinsiyet şemalarından kaynaklanan kalıp yargılar, toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili sosyal şemaları şekillendirerek eşitsizliğin ortaya cıkmasına neden olur. Toplumsal cinsiyet şemaları aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini ve beklentilerini de etkiler.
Bir kadının camaşır asması beklentilere uyduğu için normal karşılanırken bir erkeğin camaşır asması istisna olarak kabul edilir ve toplum tarafından belirlenen erkek şemasına uymadığı için hoş karşılanmaz. Erkeğin evdeki işleri eşiyle birlikte yapmasını hoş görmeyen kalıp yargılar değişirse kadın ve erkeğe ait toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili sosyal şemalar da değişir. Boylece erkeğin camaşır asması doğal karşılanabilir.
Beklentiler içinde bulunulan çevreye göre de değişir. Bir iş toplantısında bir futbol macındaki gibi davranılması ya da bir hakimin gittiği konserde hakim gibi davranması beklenmez. Medya insanların tutumları, dunya göruşleri ve davranışları uzerinde genel olarak etkilidir. Medyanın en önemli rollerinden biri kişilere kolay yoldan bilgi vermektir.
Tekrar eden aynı iletiler ortak dunya göruşu, ortak roller ve ortak değerlerin oluşmasına neden olur bu da davranışları etkiler. Örneğin medyanın etkisi ile sürekli değişen modaya uygun giyinmek, konuşmak, moda olan mekanlara gitmek, hobiler edinmek vb. arzusunda olan insanın değişen moda ile birlikte davranışları da değişir.
Bu değişime rağmen kültür millidir ve ahenkli bir butundur. Toplumdaki insanlar değişebilir, sosyal yapı farklılık gösterebilir fakat kültürun ozu değişmez. Değerler sisteminden oluşan kültür nesilden nesile aktarılır. Kişi doğduğu an sosyal değerleri hazır bulur.
Vatanseverlik, misafirperverlik, buyuklere saygı Turk kültürunun toplumsal değerlerinden bazılarıdır. Ozur dilemek, selamlaşmak, misafir ağırlamak, evlenmek vb. tum bunların nasıl yapılacağı gelenek ve göreneklerle belirlenir.
Kültür, insanlara kendileri ve dış dunya hakkında anlamlı bir butun sunar. İnsan, alıştığı bildiği kültürde davranışlara neden yuklemekte zorlanmaz ve kendini güvende hisseder. İlk defa yurt dışına giden insanlar farklı kültürden olan insanların davranışlarına yukleme yaparken zorlanırlar. Örneğin yurt dışında komşusundan tuz istediğinde karşılaştığı olumsuz tepkiye anlam yuklemede zorlanır çünkü bu kendi kültürunde yerleşmiş bir değerdir.
Sosyoloji ve Sosyal Psikoloji
Sosyoloji toplumu incelerken psikoloji bireyi ve bireyin davranışlarını inceler ancak toplum bireyden birey de toplumdan bağımsız düşünulemez. Sosyoloji ve psikolojinin bu etkileşiminden ortaya cıkan sosyal psikoloji bireyin, grup ve toplum içindeki davranışlarını ele alır.
Sosyal psikoloji, sosyal olgulardan hareket eder ancak bu olguları acıklamaz. Sadece bu olguların birey uzerindeki etkilerini anlamaya calışır. Olguları acıklamak sosyolojinin işidir. Örneğin göç sosyal bir olgüdür. Bir ailenin koyden kente göç etmesi ise sosyal bir olaydır.
Sosyoloji göç olayından yola cıkarak genellemelere ulaşır ve göç olgusunu acıklar. Sosyal psikoloji ise göç olgusu ve olayından hareketle göçun bireyin davranışlarına etkilerini anlamaya ve acıklamaya calışır.