Güdülenme Nedir? Güdülenmeyi Ortaya Çıkaran ve Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Güdülenme
Güdülenme süreci organizmanın bir eksiklik hissetmesi ile başlar. Hissedilen bu eksiklik organizmada rahatsızlık ve gerilime neden olur. Gerilimden kurtulmak ve eksikliği gidermek için guclu bir istek duyan organizma, amacına uygun davranışta bulunarak rahatlar. Boylece güdülenme süreci tamamlanmış olur. Hissedilen eksiklik ile rahatlama arasında yaşanan bu sürece güdülenme denir.
Örneğin susuzluğun yarattığı rahatsızlık ve gerilimle organizma su icmeye guclu bir istek duyar. Su icmek için harekete gecer ve suyu ictikten sonra rahatlar.
İnsanlara özgü ihtiyaçlarda da bu sürec değişmez. Örneğin universite eğitimi almayı ihtiyaç olarak gören bir öğrenci amacına uygun davranışlarda bulunmazsa gerilim yaşar. TV izlerken ders calışması gerektiğini düşünup rahatsız olur. Bu ihtiyaçını gidermek için calışmaya istekli ve hazır hale gelir. Hedefine ulaşmak için duzenli calışıp istediği universiteye yerleşirse rahatlar.
Güdülenme sürecinde organizmayı davranışa yonlendiren, isteklendiren icten ya da dıştan gelen etkilere güdü denir. Güdülerin bazıları doğuştan gelirken bazıları sonradan öğrenilir
Güdü Türleri
Doğuştan Gelen Güdüler
- Fizyolojik kokenli güdüler (durtuler)
- Uyarıcı kaynaklı güdüler
Öğrenilmiş (Sosyal) Güdüler
Doğuştan gelen güdüler öğrenilmemiştir. Omur boyu etkisi devam eden ve yaşamın ilk yıllarında daha etkili olan bu güdüler hem insanlarda hem de hayvanlarda görulur.
Aclık, susuzluk, cinsellik, annelik gibi güdüler fizyolojik kokenli güdülere örnektir. Fizyolojik güdüler toplumsal etkilerden tumuyle bağımsız değildir. Butun insanlarda ortak olan bu güdülerin tatmin şekilleri topluma, kültüre, çevreye göre değişir.
Örneğin bazı kültürlerde hazır yemek, aclık ihtiyaçını gidermek için yeterli görulurken bazı kültürlerde bu ihtiyaçın giderilmesi için yemeğin evde pişirilmiş olması önemlidir. Çatışma söz konusu olduğunda ortada ustun bir değer yoksa aclık ve susuzluk güdüleri sosyal güdülere baskın gelebilir. Örneğin gunlerce aç ve susuz kalan bir insan yemek bulduğunda görgu kurallarını düşünmez.
Uyarıcı kaynaklı güdülerin fizyolojik bir kokeni yoktur ancak her organizma doğduğu anda çevresini merak etme, araştırma, kurcalama ve hareket etme isteği ile doğar. Bu istek sayesinde insan hayvanlardan farklı olarak çevreyi araştırmakla kalmaz aynı zamanda değiştirmeye de calışır.
Yaşamı anlama cabası olan araştırma ve merak güdüsu ilerleme ve gelişmenin temelidir. İnsanların uzun süre hareketsiz kalmaktan rahatsız olması uyarıcı kaynaklı güdülere örnektir.
Sosyal güdüler yaşantılar sonucu ortaya cıkar ve sonradan öğrenilir. Sevgi, saygı, değer görme, başarılı olma gibi sosyal ihtiyaçlardan kaynaklanan güdülerdir. Kişiden kişiye ve kültüre göre değişen bu güdüler zamanla ortadan kalkabilir. İleri yaşlarda daha etkili olan sosyal güdüler sadece insanlarda görulur.
Güdülenmeyi etkileyen icsel ve dışsal faktorler vardır.
Üstün değerler soz konusu olduğunda sosyal güdüler fizyolojik güdülere baskın gelebilir. Örneğin vatan soz konusu olduğunda insan gunlerce ac, susuz cephede savaşabilir ve gerekirse hayatını feda edebilir.
Güdülenmeyi etkileyen icsel ve dışsal faktorler vardır. İcsel faktorler ilgi, merak, gelişme ve yarışma duygusu, aclık, susuzluk vb. bireyin kendinden kaynaklanan faktorlerdir. Dışsal faktorler ise toplumun ve ailenin beklentileri, arkadaş grubunun eğilimleri, odul ve ceza, uygulanan oğretim teknikleri gibi çevresel faktorlerdir.
Davranışcı yaklaşıma göre güdülenmede dışsal faktorler önemlidir. Güdülenmenin kaynağı pekiştireclerdir.
Pekiştireç, bir davranışın tekrarlanma olasılığını artıran uyarıcıdır.
Olumlu pekiştireç, organizma tarafından istenen ve organizmaya verildiğinde davranışın ortaya cıkma sıklığını artıran uyarıcıdır. Örneğin oğretmen, derse katılan öğrenciyi takdir ederse öğrencinin derse katılma davranışını pekiştirmiş ve öğrenciyi güdülemiş olur.
Olumsuz pekiştireç, organizmayı rahatsız eden ve ortadan kaldırıldığı zaman davranışın görulme sıklığını artıran uyarıcıdır. TV izlemesi yasak olan bir Çocuk, oyuncaklarını topladığında annesi bu yasağı kaldırırsa Çocuğunu oyuncak toplama konusunda güdülemiş olur.
Odul, istenen davranışın ceza ise istenmeyen davranışın hemen arkasından verilir. İşinde başarılı olan birine verilen ikramiye odul, işine sürekli gec kalan birine verilen uyarı yazısı ise cezadır.
Davranışcı yaklaşımın bakış acısını eleştiren bilişsel yaklaşıma göre güdülenmede icsel faktorler daha önemlidir.
Birey inanclarının, değerlerinin, beklentilerinin ve amaclarının etkisiyle icsel olarak güdülenmişse odule ya da cezaya ihtiyaç duymaz. Örneğin icsel güdülenmeye sahip bir öğrenci, oğretmenin takdirini kazanmak için değil derse ilgi duyduğu ve öğrenmek istediği için soru sorar ve derse katılır
Güdülenmiş Davranışın Ayırt Edici Özellikleri
Güdülenmiş davranışı güdülenmemiş davranıştan ayırt eden özellikler aşağıda belirtilmiştir.
- Güdülenmiş davranış bir hedefe yoneliktir ve organizmaya enerji verir.
- Güdülenmiş davranış daha etkindir. Ac olan organizma tok olana göre daha aktif yiyecek arar.
- Güdülenmiş davranış daha secicidir. Susamış bir hayvan onune koyulan yiyeceğe değil suya yonelir.
- Güdülenmiş davranış daha yorucudur. Derslerinde başarılı olmak isteyen bir öğrenci, başarılı olma hedefi olmayan öğrenciye göre hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha çok yorulur.