Bilinçlilik Türleri Nelerdir? – Farklı Bilinç Durumları

Uyku, rüya, meditasyon, hipnoz, biliş ve duyguları etkileyen madde alımında bilinç durumları farklılık gösterir.

Uyku ve Rüyalar

Uyku ve rüyalar daha önceleri bir bilinç hâli olarak görülmüyordu ancak son yıllarda yapılan çalışmalar uykuda beynin etkinliğinin sürdüğünü ve bilincin tamamen ortadan kalkmadığını göstermiştir.

Uykuda bilincin düzeyleri uykunun evrelerine göre değişme gösterir. Derin uyku ve rüya evresinde bilinç azalmaktadır.

Uykunun hafif uykudan derin uykuya kadar evreleri vardır. Uykuda 5 evre görülür. Bu evrelerin ilk dördü derin uykudur. Non-rem (Nrem) evresi olarak adlandırılır. Beşincisi hafif uyku ise Rem evresidir.

Kalp atışlarının azaldığı, kasların gevşediği, vücut ısısının düşmeye başladığı birinci ve ikinci evrede uyku hafiftir, bu evrede bulunanlar kolay uyandırılabilirler. Solunum, beyin dalgaları, kalp atış hızı ve vücut ısısının daha da düştüğü üçüncü ve dördüncü evrede ise uyku derin olduğu için bireyler kolay uyandırılamazlar.

Nrem evrelerinde solunum, dolaşım, kas ve iskelet sistemi kısaca metabolizma yeniden düzenlenir ve bedenin dinlenmesi sağlanır. Derin uyku, protein sentezi ve bebeklerde büyüme hormonunun salgılanmasını artırır.

İyi uyunmazsa vücudun dinlenmesinden sorumlu olan melatonin hormonu ile kişinin kendisini enerjik hissetmesini sağlayan leptin hormonu az salgılandığından vücutta kas tamiri yapılamaz ve sabah yorgunluk hissedilir. Yine uyku sırasında beyin işlevi ve günlük hafıza yenilendiği için yetersiz uyku, hatıraların depolanmamasına ve unutkanlığa sebep olmaktadır.

Rem evresine uykunun 90-120. dakikalarında geçilir.

Rem evresi yetişkinlerde 5-10 dakika iken, daha küçük yaşlardaki bireylerde bu süre 15 dakikaya kadar çıkabilmektedir. Rem’in toplam süresi uyku süresinin % 20-25’i kadardır. Rem evresinde insanlar sanki uyanacakmış gibi görünürler ancak uyanmaları zordur.

Bu aşamada kan basıncı, nabız ve vücut ısısı yüksek, kalp atışı hızlı ve beyin dalgaları aktiftir. Sadece kasların gevşek olduğu gözlemlenir. Beyin dalgalarını ölçen alet göstergeleri, uyanık hâlimize yakın bir faaliyet düzeyine işaret eder.

Yetişkinlerin çoğu, bir gecede çeşitli devrelere yayılmış bir şekilde toplam 1,5-2 saat rem uykusu uyur. Rüyaların büyük bir bölümü (% 80) rem uykusunda görülür.

Birey rem uykusundan uyandırılınca büyük bir olasılıkla rüya görmekte olduğunu söyleyecektir. Normal uyku süresince 5-6 kez döngüsel olarak rem ve nrem uyku evreleri olur.

İnsan yaşamının yaklaşık üçte biri uykuda geçer. Uyku süresi bireysel farklılıklar göstermesine rağmen temelde yaşla ilişkilidir. Genellikle çevre ısısı ve iklim uyku süresini etkiler. İnsanın hiç uyumadan yaşaması imkânsızdır.

Günlük uyku süresinin 1-2 saat uzatmak ya da kısaltmak uyanıklığın niteliğini bozar. Baş ağrısı, yorgunluk, gerginlik, dikkat toplamada zorluk, düşünsel etkinlikte yavaşlama gibi yakınmalar ortaya çıkar.

Uyku, merkezi sinir sisteminin düzenlenmesinde, belleğin sağlıklı olmasında, bilincin ve bilinçaltının (daha çok rüyalarda) yükünün hafifletilmesinde yarar sağlamaktadır. Dolayısıyla birey uyku ve rüyalar ile dengeli, rahatlamış, sağlıklı bir yaşam elde etmektedir.

Uyku evreleri

Uyku evreleri

Uyku evreleri

Uykunun farklı aşamaları esnasında beyindeki elektrik hareketliliğindeki değişimleri ve bunlara bağlı olarak vücudun verdiği fizyolojik tepkileri ifade eder.

Rem

Hızlı göz hareketleri demektir. Bu ismin verilmesinin nedeni, bu devrede gözlerimizin göz kapaklarının altında hızla hareket etmesidir.

Rüya

Beynin bilinçli tepkilerde bulunmaması, dış dünyaya kapanması ve bilinç dışı imgeler kullanarak faaliyetini sürdürmesidir. İnsanların rüyalarında ne gördüğünden daha önemli bir sorun aslında, insanların neden rüya gördüğüdür. Freud’a göre rüyaların başlıca işlevi bilinçaltı dürtülerin simgesel dışa vurumlarına izin vermektir.

Özellikle toplumsal baskı nedeniyle uyanıkken engellenen dürtüler uyurken rüya yoluyla bilinç alanına çıkar. Böylece rüyalar ruhsal yaşamı bozan endişe, korku ve kaygıların şiddetini azaltarak duygusal rahatlama sağlar.

Kişinin rüyaları sürekli izlenirse onun bilinçaltı korku, kaygı ve beklentileri hakkında ipuçları elde edilebilir. Rüyaların koruyucu işlevinin yanı sıra bilişsel işlevlerinin de olduğu ileri sürülmüştür. Kişi uyanıkken kafasında netleştiremediği bazı düşünceler, istekler rüyada oldukları gibi açık ve seçik olarak karşısına çıkabilir.

Örneğin, bazı bilim adamları günlerce üzerinde çalıştıkları ve sonuca ulaştıramadıkları konuları rüyalarında çözmüşlerdir. Uyku sırasındaki dış etkiler, onlarla ilgili rüya görmemize neden olur. Koku, ses, sıcak, soğuk gibi dış uyarıcıların rüyaları etkilediği deneylerle gösterilmiştir.

İnsanlar pek çok nedenle bilinç durumlarını değiştirmek isteyebilirler. Örneğin, fiziksel ya da duygusal acıdan kaçınmak, yaşanan zamanın baskısından kurtulmak, kendini daha iyi hissetmek ve gevşemek için bilinçlerini yapay yollarla değişime uğratmayı deneyebilirler. Bu yöntemlerden bazıları hipnoz ve meditasyondur.

Hipnoz

Normalden daha fazla telkin edilebilirlik (yönlendirilebilirlik), yoğun odaklanma ve gevşeme ile tanımlanan farklı bir bilinç durumudur.

Yapay uyku olan hipnoz, bir kişinin davranış, duygu, düşünce ve algılarının diğer bir kişi tarafından kontrol edilmesi hâlidir. Hipnozda bilinç uyuşmuştur ama duygular varlıklarını korur.

Hipnoz altındaki bireylerde gerçeklik algısı azalır, hareket irade dışıdır, hipnozcunun isteğiyle gerçeği farklı algılayabilir ve bireyin telkin edilebilirliği artar. Ancak bireye normal hayatta yaptırılamayan faaliyetlerin hipnoz etkisi altında yaptırılması da mümkün değildir.

Hipnoz durumunda iken bireyin kişiliğinin değişmesi söz konusu değildir. Bireyin fiziksel gücünde, bellek ve zekâ düzeyinde değişiklik yapılamaz ancak yapılan telkinlerle, bireyin motivasyonunda ve dikkatinde değişmeler sağlanabilir.

Hipnoz etkisi altında acı duyumu azaltılabilir. Bu nedenle ilaçla uyuşturmanın sakıncalı olduğu bazı ameliyatlarda, diş çekiminde ve bazı bağımlılıkların (sigara ve uyuşturucu gibi) ortadan kaldırılmasında kullanılır.

Meditasyon

Temeli Uzak Doğu inançlarına dayalı bir gevşeme tekniğidir. Beden işlevlerini ruhsal olarak denetlemeyi amaçlayan bir bilinçli kontrol yöntemidir.

Yoga egzersizleriyle sağlanan farklı bir bilinç durumudur. Meditasyon tekniği ile zihin sakinliği, çevreyle barışık olma ve kendini iyi hissetme duygusu oluşturulması amaçlanır.

Bu teknikle kişi kendi iç dünyasına odaklanarak bedeni üzerinde ruhsal denetim sağlar, böylece gerginlik ve kaygıdan kurtulmaya çalışır.

Teknikle kişi kendi iç dünyasına odaklanarak bedeni üzerinde ruhsal denetim sağlar, böylece gerginlik ve kaygıdan kurtulmaya çalışır.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir