Psikolojide Sosyal Çevrenin Organizmaya Etkisi Nedir?

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik sosyal bir varlık olmasıdır. İnsanın davranışlarının çoğu sosyal çevre tarafından şekillenir.

İnsanın içinde yaşadığı çevreden etkilenerek toplumun beklentilerine göre davranmasına sosyal davranış denir. Toplumun, bireyin davranışlarının biçimlenmesine ve değişmesine yaptığı etki sosyal etkidir. Sosyal etki genelde iki biçimde gerçekleşir:

Birey, başka kişi ya da kişilerle yüz yüze ilişkiler içindeyken etkilenir ve davranışlarını biçimlendirir.

Birey, başka kişi ya da kişilerin fiziksel varlığı olmaksızın onların önceden oluşturduğu duygu ve düşüncelerinden etkilenerek davranışlarını biçimlendirir.

Bir kişinin evinde yemek yerken gösterdiği özenle kalabalık bir ortamda gösterdiği özen farklıdır. Davranışlarını bulunduğu sosyal ortama göre ayarlar.

Otobüste yüksek sesle konuşmamak, genç birinin yaşlılara yer vermesi vb. davranışlar toplumun davranışlar üzerine etkisine örnektir. Bazen bireyin davranışları da toplumu etkiler.

Tutumlar ve Sosyal Davranış

Kişinin nesne ya da durumla ilgili olarak düzenli ve sürekli olan inanç ve duygularına tutum denir. Tutum, davranışa, tek başına ve doğrudan değil, ortamsal etkenlerle birlikte etki eder.

Tutum doğrudan gözlenebilen bir durum değildir. Tutum duygu, inanç ve bilgilere göre şekillenir. İnsanların çevresine karşı gösterdikleri tepkilerin nasıl olacağını sahip oldukları tutumlar belirler.

Otomobillere, takımlara, partilere, kurumlara, kişilere belli şekilde tepki gösterme genellikle tutumlar hakkında fikir verir. Bir kişi bir takımın bütün maçlarına gidiyorsa kişinin o takıma karşı tutumunun olumlu olduğu söylenebilir.

Ön yargı ise bireyin bir konuda yeterli kanıtı olmadığı hâlde ve karşıt görüşleri destekleyen durumların olmasına rağmen değişmeyen tutumlarıdır.

Tutumlar ve ön yargılar olumlu ya da olumsuz olabilir.

Tutumların ve ön yargıların oluşmasında bireyin içinde yaşadığı grubun özellikleri önemli rol oynar.

Tutumlar zamanla değişebilir. Ön yargıların değişmesi daha zor olur.

Tutumların Özellikleri ve işlevleri

Tutumlar;

Zihinsel, psikolojik ve davranışsal bir durumdur.

Dinamik veya yönlendirici bir etkide bulunan davranışsal bir hazırlık durumudur.

Örgütlenmiş bir durumun ifadesidir.

Kişinin deneyimlerinin sonuçlarından doğar.

Ait olduğu tüm objelere ve durumlara karşı kişinin tepkilerini etkiler.

Uzun sürelidir.

Kendi içinde tutarlıdır.

Her zaman davranışa dönüşmeyebilir veya davranışlarla çelişebilir.

Davranışları etkileme gücü farklılık gösterir.

insanların etraflarına “ne olduklarını” ifade etmelerini sağlar. Giydiğimiz kıyafet, okuduğumuz kitap, siyasi görüşümüz ve benzeri şeyler kendimizi dışarıya ifade etmemize yarar.

Tutumların benliği koruyucu (ego-defensive) işlevleri vardır.

Tutum ve Davranış ilişkisi

Tutum soyut bir kavramdır. Bu nedenle doğrudan gözlenemez. Tutumları somut hâle getiren, davranışlardır. İnsanların davranışlarına bakarak tutumları hakkında fikir sahibi olabiliriz.

Tutumların Değişmesi

Tutum değişimi (attitude change), bireyin belirli bir tutum objesine ilişkin tutumunun yönünün veya şiddetinin değişmesidir. Tutumun davranışsal yönü değiştirilirse bilişsel yönü de zaman içinde davranışa uyacak biçimde değişir.

Sosyal psikolojide tutumların değişmesi ile bu tür tutum değişmesi ilk olarak tanınmış psikolog Festinger tarafından Bilişsel Çelişki Kuramı olarak ileri sürülmüştür.

 Bilişsel Çelişki Kuramı

Bu kurama göre, bireyin sahip olduğu bir inanç, bilgi ya da tutum, yine o bireyin sahip olduğu bir başka inanç, bilgi ya da tutumun tersini gerektirirse bu iki inanç, bilgi ya da tutum arasında çelişki yaratır.

Birey sigaranın zararlarını bildiği hâlde sigara içmeye devam eder. Bu durum bireyde gerginliğe neden olur. Birey çelişkiden kurtulmak için çaba gösterir. Savunma mekanizmaları geliştirir.

Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu kabul eder fakat sigarayı, stresini azaltmak için ve zevk aldığı için içtiğini söyleyebilir. Savunma mekanizmalarının kullanılması tutumun değişimini geciktirir. Çelişki sebebi durumlardan hangisi ağır basarsa tutum onun lehine değişir.

Örneğin, “Sigara sağlığa zararlı, o hâlde bırakmalıyım.” düşüncesi ağır basarsa birey sigarayı bırakır. Bilişsel çelişki, bireyin sürekli düşünme araştırma ve değişmesinin temelinde yatan ana güdüdür. Çelişki giderildikten sonra bilişsel uyum oluşur ve bireyin o konudaki gerginliği ortadan kalkar.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir