Kayıplarda Hasta Psikolojisi

Travmaya neden olan kayıplar oldukça fazladır.

Sevilen birinin kaybı, yakın ilişkilerin bitmesi, sağlığın bozulması, ampütasyonlar vb. kayıplar sonrası psikolojik sorunlar yaşanabilir. Yaşanan bu kayıplar içinde kişiyi en çok etkileyen ani ölümler ve ampütasyonlardır.

Kayıp yaşayan kişiler için; etrafında destek, güven ve rahatlık sağlayacak, ihtiyaç duyduğunda yanında olacağını bildiği, güvensizlik, çaresizlik ve anlamsızlık duygularıyla baş etmeye yardımcı olacak kişilerin varlığı çok önemlidir. Kayıp yaşayan kişilere destek sağlamak şu ilkelere dikkat edilir.

Güven duygusunun gelişmesi için bağlılık, uyum anlayış ve sabır gereklidir.

Zincirleme kayıplar (iş, ev vb.) için ilgili kurumlar tarafından sosyal ve ekonomik destek sağlanabilir.

Belirsiz kayıplarla ilgili açık, tutarlı ve doğru bilgi verilir.

Madde kullanımı, intihar, anksiyete gibi problemlerle ilgili duygusal destek sağlanır.

Bireylerin yeni kimlik ve aidiyet duyguları oluşturarak hayatlarına anlam kazandırmaları desteklenir.

Yaşadıkları kayıplarla ilgili düşünceleri ve inançlarını (ör. suçluluk, utanç) sorgulamaları sağlanır.

Umut aşılayarak hayatlarını, rüyalarını, bağlarını ve bakış açılarını yeniden ve daha pozitif bir şekilde oluşturmalarına yardımcı olunur.

Ani Ölüm

Ani ölüm kronik bir etken olmaksızın, beklenmedik bir sebeple (trafik kazası, elektrik çarpması, boğulma, iş kazası vb.) kişinin hayatını kaybetmesidir. Her kayıp, acı verse de ölüm karşısında kişi kendini çoğu zaman çaresiz hisseder. Bu gerçekle yüzleşmek, baş etmek ve onunla yaşamayı öğrenmek kolay değildir. Ölüm karşısında kişinin planları altüst olur, değerleri, hedefleri, beklentileri karışır. Bu duygular ani ölümlerde çok daha yoğun yaşanır.

Beklenilmeyen ölümlerin kabullenilmesi ölen kişinin yakınları tarafından oldukça zordur. Ölüm sonrası yaşanılanlar karmaşık, kabullenilmesi zor, etkileri ve tepkileri kişiye özel bir durumdur. Bir kaybı yavaş yavaş kabullenmenin yolu yas tutmaktır. Yas bir kayıp karşısında verilen doğal, insanca ve normal bir tepkidir. Yas süreci kayıpla başlayan, günlük yaşamın olağan hale gelmesine dek devam eden bir süreçtir.

Her insanın yaşanılan kayıp karşısında vereceği tepkilerin yoğunluğu kişilik yapısına, kayıpla olan ilişkinin niteliğine, kaybın yas tutan kişi için anlamına, ölüm biçimine, geçmiş kayıpların varlığına, sosyal destek durumuna göre farklılıklar gösteriyorsa da kayıp yaşayan kişiler de bazı ortak fiziksel, bilişsel, davranışsal ve duygusal tepkiler yaşanır. Bu tepkiler:

Fiziksel tepkiler: Midede boşluk hissi, boğulacakmış gibi olma, uyku ve iştah düzensizliği, nefes alamama, ağız kuruluğu, güç kaybı, çabuk yorulma, seslere karşı aşırı duyarlık, gerginlik, tükenme,

Bilişsel tepkiler: İnanmama, bilinç bulanıklığı, konsantrasyon bozukluğu, karar vermede güçlük, kayba yönelik aşırı zihinsel meşguliyet, halüsinasyonlar.

Duygusal tepkiler: Şaşkınlık ve şok, üzüntü, kızgınlık ve öfke, suçluluk, kaygı, çaresizlik, yalnızlık, bitkinlik, özlem, rahatlama,

Davranışsal tepkiler: Ağlama, içe kapanma, tekrarlayan rüyalar, kaçınma, aşırı hareketlilik, anlamsız etkinlikler sürdürme, organize bir etkinliği sürdürememe, sürekli ölen kişiyi hatırlatıcı yerlere gitmek ya da ona ait eşyaları taşımaktır.

Kayıplarda Hasta Psikolojisi

  Ani ölüm öncesi ve sonrası psikolojik destek

Terminal dönemde hasta ve yakınlarının normal olmayan tepkilerine karşı hoşgörülü sabırlı ve empatik olunmalıdır.

Ölüm durumu gerçekleştikten sonra yas tutmasının normal bir süreç olduğunu, bunun geçeceğini hatırlatıp ağlamak istiyorsa ağlayabileceğini veya duygularını resim, yazı gibi sembollerle ifade edebilmesine yardımcı olunmalıdır.

Cenazeyle birlikte olması, mezara gitmesi veya dua etmek istemesine engel olunmamalı, aksine destek olunmalıdır.

Ölen kişiyle ilgili olumlu olumsuz duygularını açıkça ifade etmesi sağlanmalıdır.

Fizyolojik ihtiyaçlarının ihmal edilmemesi gerektiği hatırlatılmalıdır.

Ani ölüm yaşayan kişilerin yakınları bayram, doğum günü ve diğer özel günlerde yalnız bırakılmamalıdır.

Sosyal hayatına ve diğer uğraşlarına vakit kaybetmeden dönmesi sağlanmalıdır.

Bir yakının kaybedilmesinden yaklaşık bir yıl sonra yas duygusu azalır, kişinin kendine olan saygısının ve güveninin artması ile daha işlevsel olma eğilimi gösterir ve günlük hayata adapte olur. Eğer yas süreci çok uzarsa kişi günlük hayatına dönemezse bir uzmandan yardım alınmalıdır.

 

Ampütasyon

Ampütasyon; ağır şekilde travmaya uğramış, hastalık sonucu fonksiyonlarını yitirmiş ekstrem itelerin bir kısmının ya da tamamının cerrahi yolla kesilerek vücuttan uzaklaştırılmasıdır. Ampütasyonun anlamı hasta için sadece organ kaybı değildir, organ kaybının yanında; işlev, beden imgesi, iş ve ilişkilerde de kayıp anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu hastalarda rehabilitasyon çok önemlidir. Rehabilitasyon ameliyat öncesinde başlayan ve sonra da uzun süre devam eden, hastanın fonksiyonel kapasitesini tekrar kazanmasına yönelik olarak yapılan fizyolojik ve psikolojik uygulamaları kapsayan bir süreçtir.

  Ampütasyonda psikolojik destek

Ampütasyon olan hastalara, işlemin neden yapıldığı, bu işlemin daha kötü durumları önlediği, sade samimi bir üslupla yakınları ve kendisine anlatılmalıdır. Gerekirse eğitim almaları sağlanmalıdır.

Ameliyat sonrası hasta kesilen ekstrem itesi hâlen yerindeymiş hissedebilir.

Ampütasyon bölgesinde ağrı, tromboza bağlı siyanoz ve enfeksiyona eğilim sık görülür. Bu tür durumlarda hasta doktoruna yönlendirilmelidir.

Ampütasyon bölgesine yönelik egzersizlerde fizyoterapiste yardımcı olunmalıdır.

Hastanın yeni durumu göz önüne alınarak tehlikelerden koruyacak şekilde çevresi düzenlenmelidir.

Hastanın öz bakımında psikolojik ve fizyolojik yönden hastaya yetebilecek, sevdiği bir yakınının destek vermesi sağlanmalıdır.

Hastanın kilosu fazla ise uygun diyet programı için diyet uzmanı ile görüşmesine yardımcı olunmalıdır.

Hasta protez, tekerlekli sandalye, koltuk değneği gibi yardımcı aparatlar kullanacaksa temini ve eğitimi için sosyal hizmet birimleri ile iş birliği yapılmalıdır.

Ampütasyon olan hastanın sosyal hayata oryantasyonunun hızlandırılması özgüvenini sağladığı gibi depresyonu da önleyecektir.

Benzeri durumda olan kişilerin bulunduğu dernek veya kuruluşlara katılımı sağlanmalıdır.

You may also like...

2 Responses

  1. Azra dedi ki:

    Ben proje ödevim için bu yazıyı yazdım ama kaynakça istedi hocamız bu yazı hakkında bilgi verir misiniz ?

    • Psikolog dedi ki:

      “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
      2013 Basımı
      hasta ve Yaşlı Hizmetleri Alanı
      Hasta Psikolojisi”

      Kitabından alıntı olup, bu kitaptan alıntı olduğunu belirterek kaynak olarak ilgili kitabı gösterebilir isterseniz sitemizin adını kullanarak bize de katkı verebilirsiniz.

      Beğendiğinize ve size faydalı olabildiğimize memnun olduk. Yorumunuz için teşekkür ederiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir