Kişilik Kuramları

Kişiliğin kendisi öznel, bireysel, tek ve biricik olma özelliğine sahip olduğundan karmaşık bir konudur. Kişilik oluşumu ve gelişimi ile ilgili yapılan araştırmalar sonucu birçok kuram geliştirilmiştir.

Kişilik kuramları araştırmacılar tarafında insan davranışlarını anlamak, açıklamak, yordamak ve kontrol etmek için geliştirilmiş kavramsal sistemlerdir.

Kendi bakış açısıyla kişinin davranışlarının sebeplerini ortaya koymaya çalışan her bir kuramın kim olduğumuzu anlama çabamızda önemli katkıları vardır.

Psikanalitik Kuram

Psikanalitik kurama göre kişiliğin bilinç, bilinç öncesi ve bilinçaltı olmak üzere üç yönü vardır.

Bilinç, o an farkında olunan her türlü duyum ve yaşantıların bulunduğu düzeydir.

Bilinç öncesi ise o an farkında olunmayan ancak çağrışımla ya da belli bir zihni çabayla bilince taşınması mümkün olan bilgilerin ve yaşantıların bulunduğu katmandır.

Bilinçaltı ise âdeta bir buzdağının görünmeyen yüzüdür ve bilinçaltı bilgilere her istediğimizde ulaşamayız.

Bilinçaltında farkında olmadığımız korkular, toplum tarafından onaylanmayan cinsel arzular, mantık dışı ve bencilce istekler, saldırganlık güdüleri, hatırlamak istenmeyen anılar bulunur ve bunlar davranışların ve kişilik özelliklerinin kaynağını oluşturur.

Psikanalitik kuramın öncüsü olan Sigmund Freud ( Froyd, 1856-1939)’a göre kişilik üç ana sistemden oluşur. Bunlar id (alt benlik), ego (benlik), süper ego (üst benlik)’ tir. Freud’a göre kendine özgü işlevleri olan bu sistemler etkileşimde bulunarak davranışı şekillendirirler.

S. Freud

S. Freud

İD (alt benlik)

Kişiliğin en ilkel kalıtımsal dürtü ve arzularını içerir. Dış koşullardan bağımsız olarak acıdan kaçınmaya ve haz elde etmeye çalışır. İd, bencildir, arzularının hemen yerine getirilmesini ister. İnsanın sahip olduğu açlık, nefret, kıskançlık, hırs gibi en ilkel dizginsiz dürtü ve arzularını içerir. Engellenmeye dayanamaz. Çocukluk yıllarında etkindir. Büyüme ve olgunlaşmayla etkinliği azalır ama tamamen ortadan kalkmaz, yaşam boyu sürer.

Ego (benlik)

Kişiliğin psikolojik yanıdır. İdin isteklerini denetim altında tutmaya çalışan kişilik birimidir. Ego, gerçeklik ilkesine uygun olarak hareket eder. İdden gelen isteklerin uygun olanlarını yerine getirir, uygun olmayanları ise bekletir.

Bu yönü ile ego, id ile süper ego arasında aracı görevi görür. Kişiliğin düzenleyici, denge ve uyum sağlayıcı parçasıdır ve kişiliğimizin yönetici kısmıdır. Bunu yaparken mantıklı ve gerçekçi davranır. Aynı zamanda akılcı ve pratiktir.

Süper Ego (üst benlik)

Kişiliğin toplumsal değerlerle ilgili ahlaki yanını ifade eder. İnsanların davranışlarını, toplumdaki değerlere göre yorumlar. Kısaca, bireyin vicdanıdır. İdden gelen ve egodan geçen isteklerin toplumsal değerlere kontrol eder. Uygunsa yapılmasına izin verir; değilse bilinçaltına atılmasını sağlar.

İd, ego ve süper ego kavramları, bir arada işleyen, iç içe olan kişilik birimleridir. Bazen birbiri ile çelişen bu üç birim, genellikle birlikte çalışarak bütünleşmiş bir davranış oluştururlar. Bunları, kesin hatları ile birbirinden ayırmak zordur. Freud’a göre kişiliğin oluşmasını sağlayan, bu birimlerden hangisinin baskın olduğudur.

Örneğin, idi baskın olan birey katı yürekli, saygısız, çıkarcı, düşüncesiz, kavgacı; egosu baskın olan kişi, kendisini ve çevresindekilerini düşünen ve buna göre davranan bir kişilik oluştururken; süper egosu baskın olan kişi ise utangaç, duygularını açığa vurmayan, bütün davranışlarında toplumsal değerleri ön plana çıkaran bir kişilik oluşturur.

Freud’a göre ego ve süper ego, ide bağlı olarak gelişir. İdden gelen ve ego tarafından benimsenmeyen arzu ve istekler bilinçaltına atılır. Bilinçaltındaki bu arzu ve istekler sürekli olarak davranışlarımızı etkileyerek kişiliğimize de yön verir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir