Din Psikolojisinin Tanımı, Konusu ve Temel İlkeleri

Kutsal bir inanç ve uygulama sistemi olarak din, gelmiş geçmiş tüm insan topluluklarında olduğu gibi günümüzde mevcut tüm toplumlarda da varlığını sürdüren varoluşsal bir gerçekliktir.

Tarihin en eski dönemlerinde bile çeşitli inanç, ibadet ve dinî tören izlerine rastlamak mümkündür. Güçlü bir değer kaynağı olarak din, kendini zihinsel-ruhsal ve kültürel-sosyal ifade şekilleri ile açığa çıkarır. Temel etkinlik alanı olarak din psikolojisi, dinin zihinsel-ruhsal ifade şekilleri ile ilgilenir.

Din psikolojisi, psikolojinin bilimsel temelleri üzerinde yapılanır ve aynı araştırma yöntemlerini kullanır. psikolojiyi “insanın düşünce ve kanaatlerini, duygu ve tecrübelerini, tutum ve davranışlarını inceleyen bilim dalı” olarak tanımlamak mümkündür (Bkz. Baymur, 1995: 1). Bu durumda aynı temel ve ilkelere sahip din psikolojisi de “insanın dinî düşünce ve kanaatlerini, dinî duygu ve tecrübelerini, dinî tutum ve davranışlarını inceleyen bilim dalı” olarak tanımlanabilir.

Dinî düşünce ve kanaatler; dinî inanç, bilgi, algı ve kavrayış gibi dinin zihinsel boyutuna işaret eder. Dinî duygu ve tecrübeler; güven, sığınma, bütünleşme ve sevgi gibi dinin ruhsal boyutuna işaret eder. Dinî tutum ve davranışlar ise; dua, ibadet, ayin ve tören gibi dinin bireysel ve toplumsal uygulama boyutuna işaret eder.

Din psikolojisinin temel problemi “dindar insan”dır; dindarlıkla ilgili olumlu ya da olumsuz her türden eğilim ve içerikler, söz konusu bilim dalının ilgi alanına girer. Başka bir ifadeyle herhangi bir duygu, düşünce veya davranış, din ile ilişkilendirildiği andan itibaren din psikolojisinin konusu hâline gelir.

Bu bağlamda olmak üzere dinî inanç, düşünce ve kabuller; dinî eğilim ve kabiliyetler; dinî güdü, ilgi ve istekler; dinî duygu ve tecrübeler; dinî tutum ve davranışlar; dinî gelişim ve yapılanma; dua, ibadet ve ayinler; tövbe, dine dönüş ve din değiştirme; mistik ve irrasyonel yaşantılar ya da dinî şüphe ve tereddütler, dogmatik ve fanatik dindarlık, dinden kopma ve inançsızlık gibi konular, din psikolojisinin ilgilendiği başlıca konular arasında sayılabilir.

Din psikolojisi, dine psikolojik bakış açısıyla yaklaşan ampirik bir bilim dalıdır.

Bu nedenle araştırmalarında psikolojinin kullandığı kişiye özel her türlü doküman, anket, test, görüşme, deney gibi objektif bilgi toplama teknikleri ve genetik, dinamik, pragmatik, psikoanalitik gibi değerlendirme yöntemlerini kullanır.

Din psikolojisinin hareket noktası somut insandır. O, dinin kendisiyle değil, dini yaşayan insanın davranışlarıyla ilgilenir (Bkz. Hökelekli, 2001: 10-18).

Din psikolojisi temel ilke olarak Tanrı, Aşkınlık, Kutsal gibi kavramlarla dile getirilen ve yapı açısından insan aklının kavrayamadığı; bilimin sınırlarını aşan irrasyonel varlık ve konuları, araştırma alanının dışında tutar. Neden ve sonuçlar üzerinde yorumlar yaparken tabiatüstü açıklama biçimlerinden uzak durur.

Din psikolojisi dinin ilahi boyutunu değil, insani boyutunu araştırır; dinî olguları, bireyi etkilediği ölçü ve boyutlarda dikkate alır.

Din psikoloğu, bilim adamı niteliğiyle bir insanın neye niçin ve nasıl inandığını inceleme konusu edebilir; fakat o, bir insanın inancının doğru olup olmadığıyla ilgili herhangi bir kanaat ileri süremez; başkalarının inandıklarına olumlu ya da olumsuz herhangi bir değer biçemez.

Aynı şekilde din psikolojisi, kullandığı veri toplama teknikleriyle bir dindarın din ile ilişki düzeyini kesin olarak belirleyemez. Sadece güçlü tahminlerde bulunabilir. Örneğin velilik düzeyini ölçebilecek bir psikolojik testten söz edilemez.

Din psikoloğu, bilimsel çalışmalarında tarafsız davranmak, kişisel değerlerini, dinî kabul ve kanaatlerini araştırmalarının dışında tutmak zorundadır.

Çalışmalarında o, tüm dinî öğreti veya kurumlara eşit mesafede durur; hiçbiri arasında ayırım yapamaz. Aynı şekilde herhangi bir din ve değer sisteminin savunmasını yapamayacağı gibi, hiçbir dinî yaklaşımı da küçümsemez (Certel, 2003: 36). Din psikoloğu, sadece dinin insan hayatı üzerindeki gözlemlenebilir ve ölçülebilir yansımalarıyla ilgilenir.

Özetle din psikolojisi, din ile olumlu ya da olumsuz bağlar kuran insanın ruhsal derinliklerinde tecrübe ettiği ve davranış şekilleri olarak dışarıya aktardığı dinî yansımaları, bu yansımaların ortaya çıkmasında etkin olan muhtemel iç ve dış dinamikleri bir bütün olarak incelemeye çalışır. Ulaştığı sonuçlar, insanı tanıma ve anlama çabasında önemli ipuçları olarak değerlendirilir ve ileri araştırmalara uygun bir zemin hazırlar.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir