Davranış Bozuklukları ve Yaklaşımlar

Davranış, organizmanın yaptığı ve organizmada var olan her türlü eylem olarak tanımlanır.

Normal ve anormal davranışların sınırlarını belirlemek oldukça karmaşık ve zordur. Davranışı uyarıcı etkenler; doğal güdüler ve toplumsal güdülerdir. Davranışın yapıldığı ortam, süresi ve gerektiği anda ortaya çıkması ya da şiddeti bu durumda etkilidir.

Davranış, normal ve anormal davranış olarak ikiye ayrılır.

Normal ve Anormal Davranışlar

Normal davranış, kurallı, alışıla gelene uyan; anormal davranış ise kurala ve alışıla gelene uymayan davranış anlamına gelir. Davranışın yapıldığı ortam çok önemlidir. Normal davranışlar sergileyen kişiler;

Gerçekle tam ilişki halindedir.

Sorunlarını çözebilir.

Faaliyetlerinin yönünü ve şiddetini ayarlayabilir.

Dikkatini toplayıp yoğunlaşabilir.

Bir konuyu ayrıntılı ve yansız olarak düşünüp kendisini eleştirebilir.

Bilgisini kullanır.

Faaliyetlerini, toplum tarafından kabul gören bir amaç etrafında toplar.

Yaşamdan zevk alır.

Anormal davranışlar ise insanın belirli doğal ve toplumsal koşullarda uyarıcılara alışılmışın dışında, gösterdiği tepkidir. Yalnızken yapılan davranışların belli kuralları yoktur. Davranışın yanlış yerde yapılması anormal nitelik kazandırabilir.

Bir toplumun kültüründe normal sayılan davranış, bir başka toplumda anormal olarak nitelendirebilinir. İçinde yaşanılan kültürün kuralları, davranışları normal ve anormal olarak belirler.

Kendini Tanıma

Anormal Davranışlara Çevresel Yaklaşımlar

Anormal davranışlar, bireyin sorunlarını çözmesinde etkili olabilecek davranışları öğrenmemesinden dolayı ortaya çıkar. Birey, engellenme ve çatışma durumunda uygun davranışları gösteremez ve anormal davranışlar sergiler.

Davranışsal yaklaşım savunucuları; anormal davranışları, öğrenmeye ve çevre etkisine bağlamış, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle görüşlerini doğrulama yoluna gitmişlerdir. Örneğin; Pavlov, bir köpeğe bir daire ve elipsi ayırt etmeyi öğretirken farklı bir duruma tanık olmuştur.

Şeklin elips mi daire mi olduğunun zor anlaşıldığı durumda köpek ayırım yapamıyordu. Şekillere gösterdiği tepkileri hangisinde göstereceğine karar veremiyordu.

Benzer deneyler tekrarlandığında, köpek artık daireyi ve elipsi hiç ayırt edemediği ve davranışlarında bazı değişikliklerin olduğu gözledi. Önceleri sessiz ve uysal olan köpek, saldırgan, bunalım ve nevroz belirtileri göstermeye başlar. Köpek, daire ve elipse nasıl tepki vermesini öğrenememiştir.

Anormal Davranışlara Psikolojik Yaklaşımlar

Anormal davranışlara psikolojik yaklaşımlar Freud ile başlar. Freud’a göre normal dışı düşünce ve davranışlar, mekanizmaların abartılmış biçimleridir. Anormal davranışlar; gerçekte, kişinin iç çatışmalarından kurtulması için gösterdiği yetersiz çabaların belirtileridir.

Bireyin, dış çevreden gelen tehlikelere karşı olağan tepkisi, korku duygusudur. Korku duygusu mantıklı yöntemlerle denetlenmezse savunma mekanizmaları sağlıklı şekilde kullanılamaz ve gerçekçi olmayan yöntemlere başvurulabilir. Böylece ruhsal rahatsızlar ortaya çıkar.

Anormal Davranışlara Biyolojik ve Organik Yaklaşımlar

Bu yaklaşımı savunan psikologlar, anormal davranışın temelinde iki faktör ararlar. Genler yoluyla ana babadan çocuklara geçen kalıtımsal faktörler ve beslenme, alınan ilaçlar, iklimde meydana gelen değişimler gibi çevresel faktörlerin etkisiyle bedende biyokimyasal dengesizlikler oluşur.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir