Çocuklarda Uyarılma ve Etkinlik İçinde Olma Duygusu

Murray ve Maslow’un açıklamalarına göre insanların ihtiyaçlarının tamamen ve mükemmel bir şekilde karşılandığı durumlar pek azdır.

Bu nedenle insanlığın daha iyiye ve mükemmele doğru gelişmesi mümkün olmaktadır. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak veya ihtiyaçlarının eksikliğinin ortaya çıkardığı gerilimlerden kurtulmak için bunları gidermede etkili olacak hareketlere geçerler.

Uyarılma ve etkinlik içinde olmayı Maslow’ un hiyerarşisine dayanarak şu şekilde açıklayabiliriz: Genel uyarılmışlık hali, organizmanın verimli bir öğrenme sağlayabilmesi için hazır ve tetikte bulunmasıdır. “Canım ders çalışmak istemiyor” diyen öğrenciler aslında yeterli uyarılmışlık seviyesine ulaşamamışlardır. Kantinde ya da yatakta ders çalışmak, bireyin genel uyarılmışlık haline girmesini, dolayısıyla öğrenmesini güçleştirmektedir.

Düşük uyarılma seviyesi öğrenme için uygun değildir. Uyarılma belli bir noktaya geldiğinde öğrenme için ideal olan, en iyi düzeye ulaşmaktadır. En iyi düzeyi aşan aşırı uyarılma hali, öğrenme üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır. Etkinlik içinde aynı şeyi söyleyebiliriz.

Bir insanın etkinlik içinde bulunabilmesi için, önce o harekete güdülenmeye ihtiyacı vardır.

Güdü (motivasyon): Güdü, davranışa enerji ve yön veren güçtür. Bu güç organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eder. Güdü istekleri, arzuları, ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere dürtü; bilme ve başarma isteği gibi insani dürtülere ise ihtiyaç denir.

Çocuklarda Uyarılma ve Etkinlik İçinde Olma Duygusu

Çocuklarda Uyarılma ve Etkinlik İçinde Olma Duygusu

Motivasyon şu tanımları içerir:

Bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan kuvvettir.

Kişilerin belli bir amacı gerçekleştirmek için kendi arzu ve istekleri ile davranmalarıdır.

Bireyleri onların özel bir tavırla hareket etmelerine, davranmalarına teşvik eden; kendilerinden veya çevrelerinden kaynaklanan çeşitli güdü ve güdüler topluluğudur.

Bir hareketin yönü, şiddeti ve devamlılığı üzerine çabuk ve derhal yapılan etkidir.

Davranışın nasıl başladığı, sürdürüldüğü, yönlendirildiği, durdurulduğu ve tüm bunlar sürerken organizmada mevcut olan öznel reaksiyonlardır.

Bir şey yapma isteğidir ve yapılan fiilin bireyin ihtiyaçlarını tatmin etme yeteneği sürdükçe bireyde bulunur.

Güdülerin etkisiyle eyleme geçme ve gerçekleştirme sürecidir.

Güdü; organizmanın hareketini başlatan, yönlendiren ve sürdüren güç, durumdur. Güdüler bir kez ortaya çıkıp doyuruldukları zaman tamamen ortadan kalkmaz. Bir süre sonra yeniden ortaya çıkar. Buna güdülerin döngüsel olma özelliği denir. Bunu şu şekilde gösterebiliriz.

Gereksinme -> Uyarılma -> Davranış -> Doyum

Motivasyonun özellikleri:

Motivasyon kişisel ihtiyaçlar, istekler ve dürtülerden kaynaklanır ve kişiye bir davranışta bulunma isteği verir.

Motivasyon bir amaca ve ödüle yöneliktir.

Bazen istenilen bu sonuç, istenmeyen bu şeyden kaçıştır.

Amaçlar davranışı kontrol etmez, sadece kişiyi etkiler ve kişiyi ihtiyacını tatmin etmek için uyarır.

Motive olduğumuz zaman yaptığımız şey, bizim motive olmadığımız zaman yapmadığımız şeydir.

Bir ihtiyaç tatmin edildiğinde diğeri ortaya çıkar.

Tatmin edilmiş bir ihtiyaç artık bir motivasyon aracı değildir.

Davranışın değişmesine yol açan üç duygu vardır: Korku, görev, sevgi… Korkudan dolayı motive olduğumuzda bunu mecburiyetten yaparız. Sevgiden dolayı motive olduğumuzda ise bunu istediğimiz için yaparız.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir